domates tohumları

Şimdi televizyonda bir Gürcü filmi, daha doğrusu Gürcistanda çekilmiş bir film seyrederken bizim hayatımıza nekadar benzediğini düşündüm. Gerçi bilmediğim bir şey değil. Çünkü Artvinli olduğumuz için zaten yakın tarihte de sınırlarımız nedeniyle çok iç içe olmuşuz. Şimdilerde de sınırlardan geçmek çok kolaylaştığı için seyahat etmekte çok kolaylaştı. Ben hiç gidemedim ama kocam birkaç kere gitti. Son gidişinde Acarada'ki değişime inanamamıştı. Geçen Cuma günü Karadenizli yerel sanatçı Bayar Şahin'in 25.ci sanat yılı kutlamaları vardı. Geceye Acara Başbakanı ile birkaç bakanı da gelmişti. Başbakan çok genç insan. Kırk yaşında olabilir. Ama Ülkesinin gelişmesi belliki onun sayesinde. Bütün bunları düşünürken şubat ayının ortasında olduğumuzu hatırladım ve kocamın Gürcistana ilk gidişinde çok lezzetli bulduğu için oradan getirdiği domateslerin tohumlarını ekme zamanının yaklaştığını hatırladım. Ben( bu yıl dördüncü defa olacak) tohumlarını kurutarak sakladığım bu domatesleri şubat veya martta ılık bir yerde ekerek ilkbaharda açıkhavaya ,daha sonrada 10 metrekare kadar bir bostanım var., oraya fideleri dikiyorum. Gerçekten çok lezzetli,biraz limon tadında mayhoş ,şekli çok muntazam olmayan, pembeye çalan kırmızı renkte domatesler. Yazın temmuzun ortalarından itibaren bolca tüketiyoruz. Hatta bazen okadar çok oluyorki yiyemediğimiz için kışa saklıyorum. Hatta ketçap yapıyorum.

Yorum Gönder