biutiful

Dün Biutiful filmini seyrettim. Şimdi okudum; Ömür Gedik 'siz ismine bakmayın, son zamanların en rahatsız edici filmi' demiş. Bence eksik demiş. Ben de dünden beri film hakkında karar vermeye çalışıyordum.. Seyrederken kocama sürekli 'ŞİŞTİM' demek zorunda kaldım. Başka kelime bulamadım ama, o kadar gerildim ki.. Süre de uzun muydu bilmiyorum, bitsin istedim, bir türlü bitmek bilmedi. Dayanılacak şey değil. Beğenmedim desem o da değil. Ama çok yoruldum. Çok gürültülü çekilmiş. Gürültüye takılmadım diyelim. Ama hiçbir şey, hiçbir sahne normal olmaz mı? Karısı bir kabus, kendisi ölümcül hasta, şehirde ne kadar yasa dışı iş varsa hepsiyle bağlantılı.. Sefalet ve pislik sonsuz, abi ahlaksız vs ve bütün bunların tam ortasında 2 küçük çocuk.
Filmden sonra tuvalete gidince çişim kanlı mı diye dönüp baktım. Gerisini siz düşünün.

Read more...

Bugünün özeti

Bugün 20 gündür yurt dışında olduğu için göremediğim arkadaşım Nilgün ile spor sonrası buluşup keyifli bir yemek eşliğinde bıraktığımız yerden sonbetimize devam ettik.

Sigara ile mücadelemiz çok başarılı bir şekilde devam ediyor.

Yeni telefonum hala gelmedi.

Yeğenim Gözde hala Ankara'da. Ne zaman dönecek bilmiyorum. Hiç acele etme kafamı dinliyorum!!! Gözde İTÜ İnşaat Fakültesi'nde okuyor. Yani bizimle beraber yaşıyor ama sadace yaşasa iyi. Beni de kendisi ile aynı yaşta, aynı zeka seviyesinde ve inşaat mühendisliği arzusu içinde zannediyor. Okulda öğrendiği veya yaşadığı her şeyi bana anlattığı için nasıl bir işkence çektiğimi anlayamazsınız. Ama yine de oldukça iyi bir inşaat bilgisine sahip olmuşum. Mesela demiryolu inşaatını,betonu, çeliği deprem hesabını benimle aynı yaştaki hangi ev kadını bilir? Ben biliyorum işte. Bu nedenle de sömestr tatilimi iyice dinlenerek geçirmek istiyorum. Ama haftaya yeni dersleri seçeceğim için (pardon Gözde seçeceği için) tatil fazla uzun olmayacak. Neyse başa gelen çekilir. Annene selam söyle.

Read more...

Arkadaşımın kocası

Ayşe Arman'ın havaalanında gördüğü manzaradan sonra düştüğü durumu çok iyi anlayan arkadaşlarım var. Bugün atolyede bu konuda sohbet ettik. Bakıyorum da Ayşe Arman yalnız değil. Aramızdan birkaç kişi de benzer şeyler yaşamışlar. Herkes de kendine göre davranış biçimi geliştirmiş. En çok biri hoşuma gitti. Arkadaşına söyleyememiş ama tabii ki ailece bir arada bulundukları zaman bu becerikli kocaya bayağı sözlü eziyet çektirmiş. Hala evliler diyor. Tamam, söylense de söylenmese de bu olaya tanık olan insanın üzüntüsü ya da taşımak zorunda olduğu bu ağır yük nasıl yok olacak? Hiç yoktan al başına sıkıntı. Ama arkadaşımın dediği gibi ben de kocama: "beni sakın başkalarının acıyacağı böyle bir duruma düşürme, bana anlat, ben kendim karar vereyim'' diyebilirim. Ayşe Arman'ın arkadaşı da zaten anlamıştır. Karar verme sırası ondadır belki de. Neresinden bakılırsa bakılsın, her durumda kadınlar acı çekiyor.

Read more...

Kara düğün (!!!)

Hafta sonu yakınımızın kızının düğününe gittik. Düğün 5 yıdızlı bir otelde idi. Misafirlerin yarıdan fazlası kadındı ve salonda çok belirgin olarak siyah renk hakimdi. Misafirlerin %95'i siyah giyinmişti.
Düşünüyorum da böyle gecelerde hemen hepimiz siyah giyiniyoruz. Bana öyle geliyor ki çok özen göstermek istemediğimiz zaman yani masraf etmek istemediğimiz ve kafamızı yormak istemediğimiz için "siyah giy olsun bitsin" diyoruz. Ayrıca siyah renk birçok kusuru örter diye düşünüyoruz ya. Aslında çok da yanlış. Çünkü beyaz gibi, siyah rengi taşımak da oldukça zordur. Her tarafınızden etler fışkırırken sırf dekolte olsun diye olmadık yerlerlerimizi açıkta bırakan siyah kıyafetler şık olmanın ötesinde, oldukça basit durabiliyor. Bütün bu düşüncelerimden olsa gerek, farkında olmadan son zamanlarda siyah kıyafet kullanmamaya dikkat ediyorum. Daha doğrusu bir şekilde renkli olmaya çalışıyorum. Millet olarak ciddi insanlarız desem, pek öyle de değiliz. Teneke tıngırdasa göbek atmaya başlayan insanlar olarak bize renkli giyinmenin daha uygun olacağını düşünüyorum. Hayatımızın her anında böyle olsak daha iyi. Mesela arabalarımızın çoğu koyu veya gri gibi renkler. Daha ciddi mi görünmek istiyoruz acaba? Sonuç olarak ben siyahtan başka renklerle de yaşamak istiyorum. Resimlerime de bunu yansıtıyorum. Çünkü diğer renkleri de seviyorum.

Read more...

Bugün Güzel Sanatlar Fakültesi' ne gittik. Tanju Demirci'nin davetlisi idik. Resim bölümü öğrencilerinin bitirme ödevlerinin sunumu vardı. Ne kadar keyif aldım anlatamam. Bir öğrenci 4 yıl boyunca yaptığı çalışmalardan bazılarını bir gurup hocaya sergiliyor. Hocalar da bayağı acımasız sorularla çocuklara yükleniyorlar.
Başlangıçta üzülmüştüm. Ama not vermeye gelince iyi not verdiler. (20 üzerinden değerlendiriliyor).
Bir kız öğrencinin eserlerini çok beğendim. Sunum başlamadan kendisine 20 alacağını söyledim. Genellikle kendi portrelerini yapmıştı. Çok kararlı, net ve kişilikli resimlerdi. Sonuçta bütün hocalardan 20 alarak mezun olma hakkı kazandı.
Birçok öğrencinin resimlerini gördük. Kendimizin de fena resim yapmadığımızı söyleyebilirim. Sonra Tanju Bey' in atölyesini ziyaret ettik. Çok hoştu. Modern bir yer olacağını mı düşünmüşüm, tam tersine küçük, dağınık, ortada soba olan, boya kokan yani çok sıcak, ortaçağ ressamlarının sade atölyelerine benziyordu. Tabii Tanju Bey'in yeni resimlerini de gördük. Herzamanki gibi çok etkileyici resimler. Evimin duvarında 2 tanesinin olmasını çok isterdim. Son olarak da restoranında Boğaza karşı güzel bir balık yedik. Bundan iyisi ne olabilir? İstanbul' da güzel bir gün.

Read more...

Eyvah Eyvah ile çok eğlendik

Dün 'Eyvah Eyvah'a gittik. Sinema deği lde sanki tiyatroda gibiydik. Bi' kere salon tamamen dolu idi. Hatta ön sıralara yakın bir yerlerde bilet bulabildik. Hani tiyatroda oyunculara laf atarsın, bazen sataşısın, bazen de oyuncular seyircilere sataşır. Oyuncuların sayircilere sataşması kısmı hariç, aynen öyleydi. İnsanlar yeri gelınce espiriyi oyuncudan önce patlatıyor. Diyalogları yüksek sesle seslendirip kahkahaları koyveriyor. Hatta arkamızdaki genç ama sinemada olduğunun farkında olmayan güzel kızımız yine güzel türkülerimiz eşliğinde devreye giren cep telefonu ile bayağı yüksek sesle evinde konuşuyormuş gibi defalarca konuştuktan sonra çevreden tepki alması sonucunda sesini birazcık kısarak bizleri sevindirdi. Hiç bu kadar samimi bir ortamda film seyretmemiştim. Eleştirmek için söylemiyorum. Film çok eğlenceliydi. Herkes de benim gibi çok eğlendi. Bu kesin.

Read more...

İstanbul Senfonisi

Fazıl Say'ın 1 Ocak sabahı NTV de yayınlanan İstanbul Senfonisi'ni dinledim. Çok tesadüf oldu. Kaçırsam üzülürdüm. Çok beğendim. Ben biraz ritimli müzikten hoşlanıyorum galiba. Oryantal ezgiler bana çok hoş geldi. Bazıları fazla oryantal bulmuşlar. Davul çok kullanılmış. Enerjisi yüksekti.

Read more...

Erken sevinmişim

Geçen gün 57 kg' mın altına inmişim diye çok sevinmiştim ya erken sevinmişim. Hemen ertesi gün yine eski kilolarımda dolaşmaya başladım. Bunu yazmaktan utandım, ama şimdi yazıyorum. Nasıl oluyor da bu kadar çabuk kilo alıyorum? Benim gibi olup da bu sorunun cevabını bilen varsa bana söylesin.

Read more...

Kocam o kadar uzun süredir sigara içiyor ki artık kendisi bile hesaplıyamıyor. Doktor 'ne kadar zamandır içiyorsunuz' diye sorduğunda '20 yıl olmuştur' demiş. Sonra düşününce '20 yıl daha dün gibi, 30 olabilir' demiş. Sonuç olarak 40 yılın üzerinde olduğunu anlayınca cevap vermekten utanmış. Bir sürü sigarayı bırakma girişimlerinden başarısızlıkla çıkınca gördünüz ki bu yolların hiçbiri bana sigarayı bıraktıramadı diye zafer kazanmış gibi de kendini savunuyor. Konuya şimdi ben el attım. Ona yılbaşında sigarayı bırakacağını, yoksa benim onu bırakacağımı söyledim. Allahtan olur demedi. Yani benim onu bırakacağıma tabii ki. Yılbaşı gecesi görümcem hastanede yattığı için biz de onun yanına gittik. Tabii 15-20 dakikada bir bahçeye inip sigara içiyorlar. Yeni yıl geldi, kendimize göre eğlendik, kutladık. Eve dönmek için hastaneden çıktık. O, bahçede yine sigara içmek için durdu. Ben sigarayı paketeyle birlikte orada bırakmasını söyledim. Hiç beklemiyordu. Son bir tane içseydim diye yalvardı. Hiçbir şey farketmez, şimdi vedalaş dedim. Baktı ki dönüşü yok 'işte bıraktım. hatta çakmağı da bıraktım' dedi ve masaya koydu. Bugün üçüncü gün. Zorlanıyor tabii, ama hiç yakınmıyor. Galiba kendisi de çok istiyordu bırakmayı. Bunu başarabilirsek burç yorumcularının söylediği gibi 2011 de büyük bir değişim yapmış olacak. Şimdi mutfakta kuruyemiş hazırlıyor galiba. Biraz kilo alacaktır herhalde ama her şeye değer.

Read more...